Arı ailesinin en büyük topluluğunu teşkil eden işçi arılar döllenmiş yumurtalardan çıkarlar ve diploid kısır dişilerdir. Vücut uzunlukları 14-15 mm’dir.Kanatları karınlarını örtecek kadar uzundur. Koloninin devamını sağlayan her türlü içgüdüsel ve yapısal yeteneklere sahiptir. Kendi aralarında iş bölümü yapmak suretiyle çeşitli işleri düzen içinde yürütürler. Bazı organları ana arı ve erkek arıdan farklı yaratılmıştır. Arka bacaklarında çiçek tozlarını yükleyip kovana taşımalarını sağlayan etrafı kıllarla çevrili polen sepeti bulunur. Arka bacaklarda fırça ve tarak tabir edilen kısımları vardır. Kovandaki sayılar 20-30 bin civarındadır, bu sayı 15-80 bin arasında değişebilir. İğnesi tırtıklıdır, soktuğu yerden geri çıkaramaz, iğne iç organlarla birlikte girdiği yerde kalır, bu da ölümüne sebep olur. Gelişmemiş yumurtalıklara sahiptir. Kovanda herhangi bir nedenle ana arı bulunmadığı ve ana arı üretiminde kullanılabilecek yumurta olmadığında bazı işçi arılar ana arı görevini üstlenerek yumurtlamaya başlar. Dölsüz olan bu yumurtalardan sadece erkek arılar çıkar, bu da kovanın kısa zamanda ölümüne neden olur. Buna benzer işçi arılara yalancı ana, kovanlara ise erkeklemiş kovan denir.
İşçi arı oluşacak larvalar yumurtadan çıktıktan sonra ilk üç gün arı sütü ile beslenir, 8. güne kadar bal ve polen karışımıyla beslenmesine devam edilir. 8. günde gözler kapatılır 21. günde işçi arılar çıkar. Gözlerden çıkan işçi arılar ilk gün kendilerini temizler, yavru peteklerinin üzerinde durarak yavrulu peteklerin ısınmasını sağlarlar. 2-3 günlükken yaşlı işçi arılar tarafından beslenirler, çevreye alışırlar ve ana arının yumurtlayacağı gözleri temizleyerek cilalarlar. 4-6 günlük olunca polen ve bal karışımıyla yaşlı larvaları beslerler. Bu sırada almış oldukları polen sayesinde, arı sütü salgılayacak olan yutak bezleri gelişir. 10-13 günlük oluncaya kadar genç kurtçukları ve ana arı larvalarını arı sütüyle beslerler. Genç arılar her bir larva gözünü, kapatılıncaya kadar yaklaşık 10.000 defa ziyaret ederler. 12-18. günlerde kovan temizliği, havalandırma, mum üretimi ve petek yapımı, 18-20. günlerde kovanı dış tehlikelerden korumak amacıyla bekçilik görevlerini üstlenirler. 20 gün boyunca kovan içi görevlerini tamamlayan genç arılar 21 günlük olduklarında nektar, polen, propolis ve su toplama işleri gibi kovan dışı görevlere başlarlar.
Hayatlarının son iki haftasını da bu işlerle geçirirler. Mart ayında gözlerden çıkan işçi arılar 35 gün, Haziranda çıkanlar 28 gün, Eylül ve Ekim aylarında çıkanlar da 304 gün yaşayabilirler. Uzun ömürlü olmalarının nedeni kış mevsimi boyunca dışarıda çalışmamaları ve kovan içinde fazla hareket etmemeleridir.İşçi arılar görevlerine göre evci ve tarlacı arılar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Tarlacı arılar da keşfedici ve toplayıcı olarak sınıflandırılırlar. Arılar saatte 20-25 km hızla uçarlar. Ancak bu hız rüzgara bağlıdır ve 40 km’ye kadar çıkabilir. Besin kaynağının rüzgarsız ve sakin bir yerde olmasını tercih ederler. Günde ortalama 10-15 sefer yaparlar sefer sayısı 4-110 arasında değişebilir. Kovanlarından 5 km kadar uzağa gidebilirler. Hava sıcaklığı 8 °C’nin altına düştüğünde çalışmazlar, en uygun hava sıcaklığı 16-32 °C’ler arasıdır. Sıcaklık 34 °C’nin üstüne çıktığında çoğunlukla su taşırlar. Kovan içindeki sosyal düzenin bozulmaması ve ailenin gücünü kaybetmemesi amacıyla yaşlı arılar ile sakat ve işe yaramaz genç arılar kovan dışına atılır. Bu durum ana arı için de geçerlidir. Kovan içindeki böcek ve zararlılar da dışarı atılır, dışarı atılamayacak kadar büyükse bozulup kokmaması ve hastalıklara neden olmaması için propolisle sıvanır ve mumyalanır.
Yorumlar
Yorum Gönder